Suruç’ta 7 yıldır hâlâ adalet yok
Haber Kategorisi: Dünya

Suruç’ta 7 yıldır hâlâ adalet yok

IŞİD tarafından Suruç’ta 33 kişinin öldürülmesinin üstünden yedi sene geçti. Mahkeme üç sanıktan birine ceza verdi, ikisi ise hâlâ firari. Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun dinlenilmesi talebi ise henüz yanıt bulmadı.

Tam yedi sene önce Urfa Suruç’ta 33 kişi, IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısıyla katledildi. 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen saldırıda ölen ve yaralananlar, Kobane’deki çocuklara oyuncak götürmek için Amara Kültür Merkezi’ndeydi. Urfa Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanıklar Yakup Şahin, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi hakkında toplamda 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak sadece Şahin yakalandı, Bali ve Büyükçelebi ise firari. 21’inci duruşmada tek tutuklu sanığa 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilerek dosya eksiklere rağmen kapatıldı. 

Mahkeme heyeti Şubat 2022’de dosyadan çekilme kararı aldı. Dava başka bir heyetle, firari sanıklar yönünden devam ediyor. Saldırıda öldürülenlerin aileleri ve avukatlar dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesini talep ediyor. Ancak mahkeme bu talebe henüz yanıt vermedi. Yıldönümünde Suruç Katliamını ve davanın geldiği noktayı saldırıda yaralanan Koray Türkay, oğlu Vatan’ı kaybeden Murat Budak ve davanın avukatlarından Sezin Uçar ile konuştuk.

 

İKİ İRADENİN SAVAŞI

 

Suruç Katliamı’nın sadece 33 kişiye yapılmadığını söyleyen Koray Türkay “Bir tarafta dayanışmanın, demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik bir yaşam iradesi için mücadele edenler, diğer tarafta insanlık tarihinin ortaya koyduğu bütün birikimleri gasp etmeye çalışan bir iradenin savaşı devam ediyor. Ve bu savaşın kırılma anlarından bir tanesi Suruç. Bugün Suruç’un aydınlanması aslında iktidarın ne menem bir şey olduğunu, bildiklerimizin de ötesinde bir kötülük alanı olduğunu ortaya koyacak” şeklinde konuştu.

Türkay, dava sürecinde çok fazla kanıt biriktirdiklerini belirterek “Bu kanıtlar katliamın devlet uzantılarının çok net bir şekilde ortada olduğunu gösterdi bize. Bir önceki mahkeme heyeti bütün bu kanıtları reddeden bir yerdeydi. Son kertede artık reddedemeyecekleri duruma geldiğinde kendisini feshetti. Yeni gelen mahkeme heyeti kanıtların en azından araştırılmasına yönelik bazı adımlar attı” dedi. Türkay şöyle devam etti: “Bir önceki mahkeme heyeti tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin’e ceza verip bu dosyayı kapatmak istedi. Arkasındaki siyasi ayağın üzerindeki perdeyi kaldırmak istemedi. Bütün kanıtları yok saydı. Bir an önce bu dosyadan kurtulmak istedi. Ama biz buna izin vermedik. Yeni heyet iki duruşma gerçekleştirdi, bazı taleplerimizi kabul etti ve araştırılmasına yönelik kararlar aldı. Aynı zamanda bizim en fazla üzerinde durduğumuz Ahmet Davutoğlu’nun mahkemede dinlenmesi. Bu talebimiz reddedilmedi, 5 Aralık’taki duruşmada yeniden ele alınacak.”

 

Katliamdan yaralı kurtulan Türkay sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu saldırı büyük bir kırılmaydı. Bu savaş iki irade arasında devam ediyor. Ama güçlenerek yoluna devam eden bizleriz. Köşeye sıkışmış olan bu iktidar ve etrafındaki odaklar. Bu davanın AKP-MHP iktidarı süresince aydınlığa kavuşma şansı düşük. Ama AKP-MHP sonrasında özgürleşecek olan mahkeme salonlarından bu davayla ilgili daha farklı bir süreç çıkacağını düşünüyoruz. Onlar için artık yolun sonuna doğru geliyoruz. Önümüzdeki yıl AKP-MHP olmayacak. Bu dosya AKP iktidarının kaderi. Suruç Katliamı aydınlandığı takdirde AKP iktidarı işlediği suçun ağırlığı doğrultusunda yargılanacak. Ve bu dava aydınlanana kadar bu mücadele devam edecek. 2023 yılındaki Suruç anmasını milyonlar olarak gerçekleştireceğiz. Demokrasiden, adaletten, ekolojik, kadın özgürlükçü ve sosyalist bir yaşamdan yana olan herkesi bugün anmaya katılmaya çağırıyoruz.”

 

SURUÇ NE İLK NE DE SON

 

Suruç Katliamı’nda hayatını kaybeden Vatan Budak’ın babası Murat Budak, o günü öfkeyle hatırladıklarını söyledi. Türkiye’de adalet yönünden hiçbir şeyin değişmediğini belirten Budak “Suruç ne ilk ne de son. Ne Çorum’da ne Maraş’ta ne de Gezi’de adalet olmadı. Türkiye’de adalet aramak samanlıkta iğne aramaktan daha zor. Suruç’ta olan göz göre göre gelen bir katliam. Sonra Ankara var, Antep’ten gidip bomba patlatan katiller ve tabii ki onların yardımcıları var. Bu hükümet içinden yardım görmeseler bunları yapamazlar. Biz Suruç için adalet diyoruz. Çorlu’daki tren kazasında da adalet yok, Soma’da insanlar öldürüldü orada da adalet yok. Adalet arayan ailelerimiz, gençlerimiz hapiste. Çorlu tren kazası aileleri mahkemelik. Somalı aileler suçlu… Ama bizler tabii ki adaletin gelmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz ama bu sistemde olacağına inanmıyoruz” diye konuştu.

Budak, davanın şimdiki durumunu şöyle değerlendirdi: “İlk mahkeme heyeti, bizim canımızı o bomba kadar acıtıyordu. Oraya onları savunmak için çıkmış bir heyetti. Ama onların da hesap vereceklerine inanıyoruz. İkinci heyetle birlikte mahkemeden çıktığımızda ailelerin yüzünün güldüğüne dahi şahit oldum. Bunun altından da birşey çıkar mı bilemiyoruz. Hem mutluyuz hem şüpheliyiz. Neredeyse her talebimizi kabul ettiler. Davutoğlu’nun ifade vermesini her mahkemede istemiştik. Bu heyet talebimizi değerlendirecek. Müdahil olmak isteyen kurumların bir kaçı kabul edildi. İyi gözüküyor ama sistemin ne getireceğini bilmiyoruz. Önceki heyet, izinsiz gittiklerini öne sürüp hayatını kaybeden yoldaşlarımızın yüzde 50 kusurlu olduğunu söylemişti. Eğer yeni heyet iyi niyetliyse bu hükmü kaldırsın. Bu insanlar Urfa’ya kadar kaç tane kontrolden geçti… Adalet mücadelemize devam edeceğiz.”

 

AHMET DAVUTOĞLU TANIK OLARAK DİNLENİLSİN

 

Suruç Katliamı davasının avukatlarından Sezin Uçar ise şu değerlendirmelerde bulundu: Davadaki bir önceki mahkeme heyeti, tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiği için bizim reddettiğimiz bir heyetti. Davayı şu an sürdüren heyet ise bizim taleplerimizi büyük oranda kabul etti. Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun müdahillik talebi kabul edildi. İstihbarat Teşkilatı’na ve çeşitli devlet kurumlarına firari sanıkların nerede olduklarıyla ilgili soru sorulmasına ilişkin talebimizi kabul etti ve bunun üzerine İlhami Bali’nin aranır olduğu dönemde Konya Cihanbeyli’de tedavi edildiği ortaya çıktı. Yeni gelen bilgilere göre Deniz Büyükçelebi’nin Şam’da rejim güçleri tarafından tutulduğunu, İlhami Bali’nin ise İdlib’de olduğunu öğrendik. 7 yıllık adalet mücadelesi, bir mahkeme heyetinin bu talepleri kabul etmesi gerektiğini anlatabilmiş oldu. Ve bunun üzerine, aslında bizim en başından beri söylediğimiz, bu katliamın devlet işbirliği ile gerçekleşmiş olacağı fikri bu dosyaya yeni gelen belgelerle de ortaya çıkmış oldu. Şu an Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesini talep ediyoruz. Heyet bununla ilgili henüz bir karar vermedi. Bazı yazışmalar tamamlandıktan sonra değerlendirilecek. Duruşma aralık ayında görülecek. Kamu görevlileriyle ilgili bazı kararlar çıktı. Urfa Emniyet Müdürlüğü’nden iki daire başkanı, Ahmet Oğuz Davarcı ve Ali Koçak, yargılanabilmiş oldu.”

Uçar 1 Haziran’da görülen son duruşmada, bir sonraki duruşma tarihinin 5 Aralık olarak belirlenmesi hakkında ise “Çok uzun bir süre ertelenmiş oldu duruşma. Her ne kadar araya adli tatil girse de süreyi çok uzun bulduk. Bir erken seçim meselesi var, sonuçta mahkemeler de biraz siyasal iktidarın gidişine göre pozisyon alabiliyor. Arayı uzun tutma nedenlerinden birinin, taleplerin siyasi ortama göre kabul ya da reddedilmesi durumundan olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

FİRARİ SANIKLARIN DAVASI DEVAM EDİYOR

 

•20 Temmuz 2015’te Urfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD canlı bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda canlı bomba Abdurrahman Alagöz ve 33 Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi hayatını kaybetti, 100’ü aşkın kişi yaralandı.

 

•Katliamdan iki gün sonra görüntülere yasak getirildi. Üç gün sonra ise soruşturmaya gizlilik kararı konuldu.

 

•Katliama ilişkin iddianame Urfa Savcılığı tarafından 18 ay sonra düzenlendi.

 

•Ağustos 2019’da Ahmet Davutoğlu, Başbakan olarak ilk kez seçime girdiği 7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşananlara işaret ederek, “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” dedi.

 

•12 Ocak 2021’de Sultanahmet ve Suruç Katliamı’nın patlayıcılarını temin eden ve Türkiye’ye getirilmesini sağlayan IŞİD’li Azzo Halaf Süleyman El Aggal yakalandı.

 

•22 Ekim 2021’de görülen 21’inci duruşmada mahkeme heyeti, onlarca kez mahkeme salonuna getirilmeyen tek tutuklu sanık Yakup Şahin’e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Avukatlar bunu ‘tek sanığa ceza verip dosyayı kapatmak istedikleri’ yönünde yorumladı.

 

•8 Şubat 2022’de mahkeme heyeti dosyadan çekilme kararı aldı.

 

•18 Şubat 2022’de firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi yönünden devam eden davanın ilk duruşması görüldü.

 

•Davanın son duruşması 1 Haziran’da görüldü. Duruşma 5 Aralık’a ertelendi.